o zamanlar

listen to the pronunciation of o zamanlar
Турецкий язык - Английский Язык
then

Art was then at its best. - O zamanlar sanat zirvedeydi.

Men wore hats back then. - O zamanlar erkekler şapka takardı.

those days

In those days, sugar was less valuable than salt. - O zamanlar, şeker tuzdan daha az değerliydi.

Her feet were bare, as was the custom in those days. - O zamanlar âdet olduğu üzere, yalınayaktı.

o zaman
then

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then. - Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.

o zaman
at the time

Tom was the only person in the room at the time. - O zaman, Tom odadaki tek kişiydi.

Tom claims he was drunk at the time. - Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.

o zaman
when then
O zaman
that time

I was cleaning my room for that time. - Ben o zaman odamı temizliyordum.

At that time, the territory belonged to Spain. - O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.

O zaman
that the time
o zaman
in that case
o zaman
then of
o zaman
at that time

Few roads existed in North America at that time. - O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

At that time, Mexico was not yet independent of Spain. - O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.

o zaman
at that case
o zaman
by then

I'll be six feet under by then. - O zamana nalları dikmiş olurum.

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

o zaman
thereat
o zamanlar
Избранное