o zamandan

listen to the pronunciation of o zamandan
Турецкий язык - Английский Язык
from then
thence
o zaman
then

I was watching TV then. - O zamanda televizyon seyrediyordum.

I cannot believe you did not see him then. - O zaman onu görmediğine inanmıyorum.

o zamandan beri
since

I haven't seen her since then. - O zamandan beri onu görmedim.

Tom hasn't seen Mary since then. - Tom o zamandan beri Mary'yi görmedi.

o zamandan beri
ever since

Nobody has seen him ever since. - O zamandan beri onu kimse görmedi.

She has remained abroad ever since. - O zamandan beri yurt dışında kalmaktadır.

o zaman
at the time

Tom claims he was drunk at the time. - Tom o zaman sarhoş olduğunu iddia ediyor.

Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time. - Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.

o zaman
when then
o zamandan beri
since that time
o zamandan beri
thenceforth
O zaman
that time

I was cleaning my room for that time. - Ben o zaman odamı temizliyordum.

By that time I'll have already left. - O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.

O zaman
that the time
O zamandan beri
ever since that time
O zamandan beri
Since then

Since then, a great deal of change has occurred in Japan. - O zamandan beri, Japonya'da büyük bir değişim oldu.

I haven't seen her since then. - O zamandan beri onu görmedim.

o zaman
in that case
o zaman
then of
o zamandan beri
thenceforward
o zaman
at that time

Were you reading a book at that time? - O zaman bir kitap okuyor muydunuz?

Few roads existed in North America at that time. - O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.

o zaman
at that case
o zaman
by then

By then, however, it was too late. - Ancak, o zamana kadar, çok geçti.

I'll be back by then. - O zamana kadar döneceğim.

o zaman
thereat
o zamandan
Избранное