We were children at that time.
- O zamanda biz çocuktuk.
I think that at that time none of us quite believed in the Time Machine.
- Sanırım o zamanda hiçbirimiz zaman makinesine oldukça inanmıyordu.
I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
I apologized, but even then she wouldn't speak to me.
- Özür diledim fakat o zaman bile benimle konuşmadı.
Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
I was off duty at the time.
- Ben o zaman görevde değildim.
If only you had told me the whole story at that time!
- Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
By that time I'll have already left.
- O zamana kadar çoktan ayrılmış olacağım.
At that time, the territory belonged to Spain.
- O zamanlarda, bölge İspanya'ya aitti.
Were you reading a book at that time?
- O zaman bir kitap okuyor muydunuz?
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.