Until then, Tom had never seen Mary in jeans.
- O zamana kadar, Tom Mary'nin kot pantolon giydiğini hiç görmedi
What should I do until then?
- O zamana kadar ne yapmalıyım?
By then, however, it was too late.
- Ancak, o zamana kadar, çok geçti.
Can you finish by then?
- O zamana kadar bitirebilir misin?
We will start at two o'clock if it has stopped raining by that time.
- O zamana kadar yağmur durursa biz saat ikide başlayacağız.
They had been married for ten years by that time.
- Onlar o zamana kadar on yıl evliler.
The food supplies will not hold out till then.
- Gıda malzemeleri o zamana kadar dayanmaz.
What do I do till then?
- O zamana kadar ne yaparım?