I was watching TV then.
- O zamanda televizyon seyrediyordum.
It's supposed to rain tomorrow night, so let's leave our umbrellas until then.
- Yarın gece yağmur bekleniyor,öyleyse o zamana kadar şemsiyelerimizi bırakalım.
Mr. Clinton was governor of Arkansas at the time.
- Bay Clinton, o zamanlar Arkansas'ın valisiydi.
Tom claimed that he was working at the time.
- Tom o zamanda çalıştığını iddia etti.
If only you had told me the whole story at that time!
- Keşke o zaman bütün hikayeyi bana anlatsaydın!
I was cleaning my room for that time.
- Ben o zaman odamı temizliyordum.
Few roads existed in North America at that time.
- O zaman Kuzey Amerika'da birkaç tane yol vardı.
At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
- O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
Tom may be back by then.
- Tom o zamana kadar geri dönebilir.
I'll be six feet under by then.
- O zamana nalları dikmiş olurum.