His daughter is eager to go with him anywhere.
- Kızı onunla her yere gitmeye hevesli.
His girlfriend is Japanese.
- Onun kız arkadaşı Japon.
She promised to meet her at the coffee shop.
- Onunla kahve dükkanında buluşmaya söz verdi.
Her hands were as cold as ice.
- Onun elleri buz kadar soğuktu.
The former Italian currency was the lira and its symbol was ₤. It's not related to the Turkish lira.
- Daha önceki İtalyan para birimi liradır.ve onun sembolü £ dır.O Türk lirasıyla ilgili değildir.
The eye of a hurricane is its center.
- Bir kasırganın gözü onun merkezidir.
Tom told Mary that he didn't think it was a good idea for her to go jogging in the park by herself.
- Tom Mary'ye onun parkta tek başına yürüyüşe gitmesinin iyi bir fikir olduğunu düşünmediğini söyledi.
My books are in Romanian; hers are in English.
- Benim kitaplarım Rumence, onunkiler ise İngilizce.