Buraya dün akşam altıda geldik.
- We arrived here at six yesterday evening.
Bir, iki, üç, dört, beş, altı, yedi, sekiz, dokuz, on.
- One, two, three, four, five, six, seven, eight, nine, ten.
Ofisim, o gri altı katlı binanın dördüncü katında.
- My office is on the fourth floor of that gray six-story building.
Karşıda altı katlı bir bina var.
- Opposite there is a six-story building.
Tom kapıyı açtığında, o, Mary'nin orada altılı bir paket ve bir pizza ile orada durduğunu gördü.
- When Tom opened the door, he saw Mary standing there with a six-pack and a pizza.
Tom altılık bira paketi taşıyarak içeri girdi.
- Tom came in carrying a six pack of beer.