The boy knows many magic tricks.
- Çocuk bir sürü sihirli numaralar biliyor.
Tom performed a magic trick.
- Tom sihirli bir numara yaptı.
Selena Gomez's second album hit Billboard Magazine's top two hundred albums chart at number four.
- Selena Gomez'in ikinci albümü Billboard Magazine'in top iki yüz albüm tablosunda dört numaraya yerleşti.
Does she know your phone number?
- Telefon numaranı biliyor mu?
What is his shoe size?
- Onun ayakkabı numarası ne?
What size helmet do you wear?
- Kaç numara kask giyiyorsun?
Dan didn't even act sick.
- Dan hasta numarası yapmadı bile.
Actually, I should know it. Wait a minute, let me remember. Exactly! The atomic number of radium is 88.
- Aslında, bunu bilmem gerekir. Bir dakika bekle, hatırlamama izin ver, Kesinlikle! Radyum elementinin atom numarası 88'dir
Check the number in the phone book.
- Telefon rehberinde numarayı kontrol edin.
Let me put down your new phone number in my notebook.
- Yeni telefon numaranı bilgisayarıma kaydedeyim.
Did he note down Tom's number?
- Tom'un numarasını not etti mi?
Tom showed me a magic trick.
- Tom bana bir sihirbazlık numarası gösterdi.
Can you show me another magic trick?
- Bana bir sihir numarası daha gösterebilir misin?
Tom isn't good at pretending.
- Tom numara yapmakta iyi değil.
You don't have to pretend with me.
- Bana numara yapmak zorunda değilsin.
Tom isn't good at pretending.
- Tom numara yapmakta iyi değil.
My mother prefers the arbitrary selection of the lottery machines over my lucky numbers.
- Annem benim şanslı numaralarımdansa loto makinesinin keyfi seçimini tercih eder.
I don't like to write numbers.
- Numaraları yazmaktan hoşlanmıyorum.