Arada sırada oğluna yazar.
- She writes to her son every now and then.
Arada sırada seni görüyorum.
- I see you every now and then.
Zaman zaman okulda onunla karşılaşırım.
- I meet him at school now and then.
Tom zaman zaman Mary'den haber alır.
- Tom hears from Mary every now and then.
Eğer zamanınız varsa, ara sıra birkaç satır yaz.
- If you have time, drop me a line now and then.
Ara sıra onunla okulda karşılaşırım.
- I meet her at school now and then.
Arada bir dışarıda yeriz.
- Every now and then, we eat out.
Arada bir bizi ziyaret etmeye gelir.
- He comes to visit us every now and then.
Lucy ara sıra May'i ziyaret eder.
- Lucy sometimes visits May.
Ara sıra hâlâ benim için ağladığını biliyorum.
- I know that you still cry for me sometimes.
Bazen onlarla buluşuyoruz.
- We sometimes meet them.
O bazen işe arabayla gider.
- Sometimes he drives to work.
Arasıra bana yaz ve nasıl olduğundan beni haberdar et.
- Write to me sometimes and let me know how you are doing.
Robert ara sıra beni ziyarete gelir.
- Robert comes to visit me every now and then.
Tom ara sıra bizi ziyarete gelir.
- Tom comes to visit us every now and then.
Call your mother now and then and let her know you care.
... ELON MUSK: No, every now and then, it's percolating away. ...
... now and then. ...