Arabamı zararına satıyorum.
- I'm selling my car at a loss.
Biz onu yıllarca zararına çalıştırdığımız için binayı satmak zorunda kaldık.
- We had to sell the building because for years we had operated it at a loss.
O, hangi yoldan gideceğini şaşırmıştı.
- He was at a loss which way to take.
Hava kararmıştı ve ne yapacağımı şaşırmıştım.
- It got dark and I was at a loss what to do.
I have fixed the parts I understand, and the rest leaves me at a loss.