Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.
Bazen kötüleyici olarak gürültü, önemsiz ve cazibeden yoksun müzik diyoruz.
- We sometimes disparagingly call noise, music that's insignificant and devoid of any charm.
Tahrikçi önemsiz konuları abartma eğilimindedir.
- The agitator is inclined to exaggerate trivial matters.
Unut gitsin, bunlar sadece önemsiz ayrıntılar.
- Forget it, those are just trivial details.
Anne babanı böyle saçma bir şeyle rahatsız etme.
- Don't bother your parents with such a trivial thing.
Tebeşirle yazmak saçmadır.
- Writing with chalk is trivial.
Ben çok önemsiz ve anlamsızım.
- I'm so unimportant and insignificant.