Benim televizyon bozuk. - My television is broken.
Benim televizyon bozuk.
My television is broken.
O, bozuk bir kamera buldu. - He found a broken camera.
O, bozuk bir kamera buldu.
He found a broken camera.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir. - Better a broken promise than none at all.
Tutulmamış bir söz hiç verilmemesinden daha iyidir.
Better a broken promise than none at all.
Oh man! That is just broken!.