Alışılageldiği üzere gecikmişti.
- He was late as usual.
Üzgünüm, muhtemelen yaklaşık 20 dakika gecikmiş olacağım.
- Sorry, I'm probably going to be about 20 minutes late.
Okula geç kalan öğrencilerin sayısı beklediğimden çok daha azdı.
- The number of students who were late for school was much smaller than I had expected.
Geç kalanlar için bir ceza düşünülüyor mu?
- Is a punishment for latecomers being considered?
Üç saat sonra eve geri döndü.
- He returned home three hours later.
Ağustos ayı sonlarında İtilâf Devletleri, Paris'i ele geçirdi.
- In late August, the Allied forces captured Paris.
Akşam yemeği geç olacak gibi görünüyor.
- It seems that supper will be late.
Geç olması hiç olmamasından daha iyidir.
- Better late than never.
Tom daha sonra ölü ilan edildi.
- Tom was later pronounced dead.
Tom, Mary'nin ölümünü o sabah daha sonra öğrendi.
- Tom learned about Mary's death later that morning.
Araştırma enstitüsü, 1960'ların sonlarında kurulmuştur.
- The research institute was established in the late 1960s.
Japonya ordusu 1931 yılının sonlarında Tokyo hükümetinin kontrolünü ele geçirdi.
- Japan's army took control of the government in Tokyo in late 1931.
Rahmetli kocası kemancıydı.
- Her late husband was a violinist.
Maria'nın rahmetli kocası bir kemancıydı.
- Maria's late husband was a violinist.