Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
Please sign on the dotted line.
- Lütfen noktalı çizginin üzerini imzala.
You sure guessed the critical points of that teacher's exam.
- O öğretmenin sınavının kritik noktaları emin olarak tahmin ettin.
Everyone has both strong and weak points.
- Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
We met at the designated spot.
- Biz belirlenen noktada buluştuk.
I have a round bald spot on my head.
- Kafamda yuvarlak kel bir nokta var.
There needs to be a full stop at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
All of these sentences need a full stop.
- Bu cümlelerin hepsinin bir noktaya ihtiyacı var.
You can't replace the comma with a period in this sentence.
- Bu cümlede virgülü bir noktayla değiştiremezsin.
At the end of the sentence, you should add a period.
- Cümlenin sonuna bir nokta eklemen gerekir.
Blind people read by touching, using a system of raised dots called Braille.
- Görme engelli insanlar Braille denilen kabartılmış noktalardan oluşan bir sistem kullanarak, dokunarak okurlar.
What are those little dots?
- Şu küçük noktalar nedir?
Every man has his own strong points.
- Her insanın kendi güçlü noktaları vardır.
The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
- Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.
One should add a full stop at the end of the sentence.
- Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
We need to put a stop to this now.
- Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.