Turkish distinguishes between dotted and dotless Is. There are capital and lowercase versions of both.
- Türkçe noktalı ve noktasız I arasında ayrım yapıyor. Her ikisinin de büyük ve küçük versiyonları var.
Please cut along the dotted line.
- Lütfen noktalı çizgi boyunca kesin.
Everyone has both strong and weak points.
- Herkesin hem güçlü hem de zayıf noktaları vardır.
The lake is deepest at this point.
- Göl bu noktada en derindir.
There were ten police officers on the spot.
- Noktada on polis memuru vardı.
The lake is deepest at this spot.
- Göl bu noktada en derindir.
There's a full stop missing from the end of the sentence.
- Bu cümlenin sonunda bir nokta eksik.
There needs to be a full stop at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda nokta olması gerekir.
At the end of the sentence, you should add a period.
- Cümlenin sonuna bir nokta eklemen gerekir.
There needs to be a period at the end of a sentence.
- Bir cümlenin sonunda bir nokta olmalı.
The Earth and Sun are just tiny dots among the billions of stars in the Milky Way Galaxy.
- Dünya ve Güneş, Samanyolu Galaksi'sindeki milyarlarca yıldız arasında sadece ufacık noktadırlar.
Sami connected the dots.
- Sami noktaları birleştirdi.
Fourthly, my first three points do not exist.
- Dördüncü olarak, benim ilk üç noktam yoktur.
The essential points of my argument have been expressed in the preceding pages.
- Benim görüşümün temel noktasını önceki sayfalarda ifade ettim.
One should add a full stop at the end of the sentence.
- Cümlenin sonunda nokta konulmalı.
We need to put a stop to this now.
- Şimdi buna bir nokta koymalıyız.
The teacher particularly emphasized that point.
- Öğretmen özellikle o noktaya vurgu yaptı.