Tom görünürde hiçbir yerde değildi.
- Tom was nowhere in sight.
Tom bulunacak hiçbir yerdeydi.
- Tom was nowhere to be found.
Tom görülecek bir yerde değildi.
- Tom was nowhere to be seen.
Bu sorunlarla bir yere varamıyoruz.
- We're getting nowhere with these problems.
Belge hiç bir yerde bulunmadı.
- The document was nowhere to be found.
They went on a cruise to nowhere.