Bundan sonra, ev ödevini yapmadan önce artık TV yok.
- From now on, no more TV before you have done your homework.
Ses gittikçe zayıfladı, artık duyulmayıncaya kadar.
- The noise grew fainter, till it was heard no more.
Bir mucize oldu! Tom tamamen sağlıklı ve hastalıktan artık hiçbir iz yok!
- A miracle has happened! Tom is completely healthy, and there's no more trace of the disease!
Gücümün sonundayım. Bitti. Daha fazla yapamam.
- I'm at the end of my strength. It's over. I can do no more.
... The trouble is that when you have a much more small-d ...
... left this more somber. ...