Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- She worked from morning till night.
Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.
- Tom didn't have dinner last night.
Çimlere uzanıp karanlık gökyüzüne doğru baktık.
- We lay down on the grass and stared at the night sky.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
- As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
Ben gece vakti çalışırım.
- I work in the nighttime.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
The cat disappeared into the night.
We stayed at the Hilton for five nights.
a night on the town.