Eventually, Tom found out what had happened.
- Nihayetinde Tom, olanları öğrendi.
Tom eventually told me what I should do.
- Tom nihayetinde ne yapmam gerektiğini söyledi.
She is a child after all.
- Nihayetinde o bir çocuk.
After an uphill struggle against great odds they finally got the company on its feet again.
- Büyük anlaşmazlıklara karşı zorlu bir mücadeleden sonra, onlar nihayet şirketi tekrar kendi ayakları üzerinde durdurdular.
Well, OK, Willie finally agreed.
- Tamam, pekala, Willie nihayet kabul etti.
After eight months, he eventually started dating girls again.
- Sekiz ay sonra, nihayet gene kızlarla çıkmaya başladı.
He eventually married her.
- Nihayet evlendi onunla.
We're going to need your help after all.
- Nihayet yardımına ihtiyacımız olacak.
She is a child after all.
- Nihayetinde o bir çocuk.
Finally I have time to reply to the mail I received these three weeks.
- Nihayet bu üç hafta içinde aldığım postayı yanıtlamak için zamanım var.
Tom finally got here around lunch time.
- Tom nihayet öğle yemeği sırasında buraya geldi.
At long last, the two chiefs of the Indian tribes have decided to bury the hatchet and smoke the peace pipe.
- Nihayet, iki Kızılderili kabilenin şefleri savaş baltalarını gömmeye karar verdiler ve barış çubuğu tüttürdüler.
When Tom finally decided to come out of the closet, everyone already knew that he was gay.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
At last, spring has come to this part of Japan.
- Nihayet, Japonya'nın bu bölümüne bahar geldi.
At last, they ceased working.
- Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
At last he could finish the work.
- Nihayet işi bitirebildi.
I finished the work finally.
- Nihayet işi bitirdim.
At last, they purchased freedom with blood.
- Nihayet, onlar kanla özgürlüğü satın aldı.
At last, they ceased working.
- Nihayet, çalışmayı sona erdirdiler.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
Sonunda doktorun sekreteri Tom'un ismini çağırdı.
- Nihayet doktorun sekreteri Tom'un adını seslendi.
Tom sonunda kabullenmeye karar verdiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.
- Tom nihayet eşcinsel olduğunu itiraf ettiğinde herkes zaten onun eşcinsel olduğunu biliyordu.