Yine de oraya gitmek istiyorum.
- Nevertheless, I want to go there.
O yine de iyi bir cümle.
- It is nevertheless a good sentence.
Brezilya'yı seviyorum ama yine de Ukrayna'ya gidiyorum.
- I like Brazil, but nevertheless I'm going to the Ukraine.
Henüz sabahın beşiydi ama yine de aydınlıktı.
- It's just five in the morning, but nevertheless it is light out.
Bununla birlikte deneyin başarılı olduğunu düşünüyorum.
- Nevertheless I think the experiment was successful.
Bununla birlikte konu tartışmaya değer.
- Nevertheless, the topic is worth discussing.
Bütün bunlara rağmen, ben son derece gurur duyuyorum.
- Nevertheless, I'm immensely proud.
Tom bir öküz kadar güçlü ama buna rağmen bir korkak.
- Tom's as strong as an ox, yet nevertheless is a coward.
Ben çok yorgundum ama buna rağmen uyuyamadım.
- I was very tired, but I was nevertheless unable to sleep.
Dünyada 7 milyar insan var, ve ben hâlâ yine de yalnızım.
- There are seven billion people in the world, and yet I am nonetheless alone.
Çoğu denizanası sokmaları ölümcül değil ama çoğu yine de oldukça ağrılıdır.
- Most jellyfish stings aren't deadly, but many are pretty painful nonetheless.
Her şeye rağmen, o, çocukları seviyordu ve işinden memnundu.
- Nonetheless, she loved the children and was content with the work.