O, zaman zaman beni ziyaret etti.
- He occasionally visited me.
Anne zaman zaman oğlunun mektubunu yeniden okuyordu.
- The mother occasionally reread her son's letter.
Öğretmenler bazen öğrencilerinin stres atmasına izin vermeliler.
- Teachers should occasionally let their students blow off some steam.
Onlar bazen buraya gelir.
- They come here occasionally.
Ara sıra Tom'a rastlarım.
- I run into Tom occasionally.
Sen ara sıra ziyaret edeceğiz.
- We will visit you occasionally.
Flames could still be seen from town flaring up occasionally on a hill dotted with emergency vehicles.