Dün gece arabam çalındı.
- My car was stolen last night.
Burası üç yıldızlı bir oteldir; bir gece üç yüz dolardır.
- This is a three-star hotel; three hundred dollars a night.
O karanlıkta otururken bilgisayarında yazı yazıyor, cıvıl cıvıl öten sabah kuşlarının sesini duyuyor ve bütün gece uyumadığını fark ediyor- fakat uykusuzluk hastası hâlâ uyumayı reddediyor.
- As he sits in the dark, typing away at his computer, he hears the sound of morning birds chirping away and realizes he has been up all night - but the insomniac still refuses to sleep.
Karanlık ve fırtınalı bir geceydi.
- It was a dark and stormy night.
Tom dün akşam akşam yemeği yemedi.
- Tom didn't have dinner last night.
O, sabahtan akşama kadar çalıştı.
- He worked from morning till night.
Gece vakti bile olsa, artık sessiz ve huzurlu değil.
- Even at nighttime, it was not quiet and peaceful any more.
Gece vakti kuyumcu dükkanını soydular.
- They robbed the jewelry store during the night.