Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Tom çok sevimli bir adam gibi görünüyor.
- Tom seems like a very nice man.
Noriko gerçekten sevimli bir kişi, değil mi?
- Noriko really is a nice person, isn't she?
Bunlar iki hoş resimdir.
- These are two nice pictures.
Bir kırmızı araba ve bir beyaz olanı gördüm.Kırmızı olan beyaz olandan daha hoş görünüyordu.
- I saw a red car and a white one. The red one was nicer looking than the white one.
Yüksek yerlerde arkadaşlara sahip olmak güzel olmalı.
- It must be nice to have friends in high places.
Havanın güzel olup olmayacağını merak ediyorum.
- I wonder if it will be nice.
O, kibar genç bir adamla tanıştı.
- He met a nice young man.
Tom'un çok kibar olduğunu hatırlamıyorum.
- I don't remember Tom being so nice.
O gerçekten iyi bir kız.
- She's a really nice girl.
Buranın yakınında iyi bir Tayland restoranı var.
- There's a nice Thai restaurant near here.
Kavun, tatlı kokuyor ve tadı çok güzel.
- The melon smells sweet and tastes very nice.
O, tatlı genç bir adam oldu.
- He became a nice young man.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
Neden sadece bana karşı şirinsin?
- Why are you only nice to me?
Tom gerçekten çok şirin.
- Tom is really very nice.
Kel olmakla ilgili güzel şeylerden biri, asla kötü bir saçlı bir gününün olmamasıdır.
- One of the nice things about being bald is that you never have a bad hair day.
O çok kibardır. Başkalarının hakkında asla kötü konuşmaz.
- He is very nice. He never speaks ill of others.
Bana güzel bir hediye verdiğiniz için çok naziktiniz.
- It was very kind of you to give me a nice gift.
Bana böylesine güzel bir hediye gönderdiğiniz için çok naziksiniz.
- It is very kind of you to send me such a nice present.
Beni yolcu etmeye gelmeniz bir inceliktir.
- It's nice of you to see me off.
Tom çok güzel giyinmiş.
- Tom is dressed very nicely.
Ateş artık güzelce yanıyor.
- The fire's blazing nicely now.
Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.
- Tom doesn't treat Mary very nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmadı
- Tom didn't treat Mary very nicely.
Leyla güzel bir şekilde giyindi.
- Layla dressed nicely.
O çok güzel bir şekilde sorulan bir soru değil.
- That's not a very nicely asked question.
Susan ve Betty severim ama Susan'ın daha hoş olduğunu düşünüyorum.
- I like both Susan and Betty, but I think Susan is the nicer.
İnsanları ziyaret etmek ziyaret edilmekten daha hoştur.
- Visiting people is nicer than being visited.
Diplomasi, en iğrenç şeyleri en hoş şekilde yapmak ve söylemektir.
- Diplomacy is to do and say the nastiest thing in the nicest way.
Tom şimdiye kadar tanıştığım en hoş erkeklerden biri.
- Tom is one of the nicest guys I've ever met.
I think our teacher as nice as pie. She is very kind and patient.
İnsanları ziyaret etmek ziyaret edilmekten daha hoştur.
- Visiting people is nicer than being visited.
Susan ve Betty severim ama Susan'ın daha hoş olduğunu düşünüyorum.
- I like both Susan and Betty, but I think Susan is the nicer.
Mary çok güzel bir kız.
- Mary is a very nice girl.
Çok güzel görünümlü bir el yazısı var.
- She has very nice-looking handwriting.
Tom! Seni tekrar görmek ne güzel!
- Tom! How nice to see you again!
Yine Hawaii'de olmak ne güzel!
- How nice to be in Hawaii again!
Ne iyi ettin de geldin.
- How nice of you to come.
Ateş artık güzelce yanıyor.
- The fire's blazing nicely now.
Onun güzelce çalıştığını düşündüm.
- I thought it worked nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmadı
- Tom didn't treat Mary very nicely.
Tom Mary'ye çok iyi davranmaz.
- Tom doesn't treat Mary very nicely.
Lütfen şimdi bana kibarca davran.
- Please treat me nicely now.
What is a nice person like you doing in a place like this?.
The soup is nice and hot.
A third-term senator holds a nice level of seniority.
Fermat believed he had a nice proof of his theorem.
Why it should have attained such longevity is a nice question.
He dresses real nice.
Nice! I couldn't have done better.
It has been a damned nice thing - the nearest run thing you ever saw in your life -- The Duke of Wellington shortly after the Battle of Waterloo, 1815.
What a nice dress!.
The pie came out of the oven nice and hot.
Nice guys are historically the grail of dating. ... As both Nora and I reminisced and compared how we were treated by the manwhore and by the nice guy, the manwhore always won out.
People who like one another often go along with one another's ideas to keep everyone happy. In Minnesota, people often call this Minnesota nice. The intent is not to hurt anyone's feelings.
Their new anchor, or family member, as they call him, isn't resonating with the viewers, who aren't sure he's Minnesota nice, as Sarah Lemanczyk reports.
He lookt askew with his mistrustfull eyes, / And nicely trode, as thornes lay in his way, / Or that the flore to shrinke he did auyse .
I came in this morning expecting him to be furious with me and he was nice as pie.
... Some are very nice. ...
... >>Lady Gaga: It was nice to meet you. ...