next; later in time; subsequent; succeeding; as, an after period of life

listen to the pronunciation of next; later in time; subsequent; succeeding; as, an after period of life
Английский Язык - Турецкий язык

Определение next; later in time; subsequent; succeeding; as, an after period of life в Английский Язык Турецкий язык словарь

after
{s} sonraki

Yemekten sonraki konuşmalarında, onlar politikadan bahsettiler. - In their discourse after dinner, they talked about politics.

Ben sadece öğleden sonraki toplantıya katılamayacağımı sana bildirmek istiyorum. - I just want to let you know that I can't attend this afternoon's meeting.

after
arkasından

Köpek sahibinin arkasından gitti. - The dog tagged along after his master.

Biz onun arkasından odaya girdik. - We entered the room after him.

after
conj. dikten sonra
after
yüzünden

O açlık ve yorgunluk yüzünden bayıldı, ancak bir süre sonra kendine geldi. - He fainted with hunger and fatigue, but came to after a while.

O, kötü bir soğuk algınlığı yüzünden yatakta olan kızkardeşine baktı. - She looked after her sister, who was in bed with a bad cold.

after
tarihinden sonra
after
in ardından
after
sonrası

O, öğle yemeğinden önce çok iyiydi, ama sonrasında hasta hissetti. - She was very well before lunch, but felt sick afterward.

Kısa bir mücadele sonrası, onlar kazandı. - After a brief fight, they won.

after
(Askeri) gemicilikte kıça yakın
after
-e rağmen
after
(Bilgisayar) yandaki süre sonunda
after
sonraları

O cumartesi öğleden sonraları ne yapıyor? - What does he do on Saturday afternoons?

Çarşamba öğleden sonraları dersimiz yok. - We have no classes on Wednesday afternoons.

after
den sonra
after
hakkında

Tom, o günkü olaylar hakkında yazdıktan sonra günlüğü kapattı. - Tom closed his diary after writing about that day's events.

Öğle yemeğinden sonra bunun hakkında konuşabilir miyiz? - Can we talk about this after lunch?

after
-ın ardından/arkasından/peşinden
after
{e} için, yüzünden; -den dolayı
after
{e} göre

Ben bu öğleden sonra Mary'yi göreceğim. - I'm going to see Mary this afternoon.

Japonya'da ebeveynler yaşlandıklarında geleneklere göre çocukları tarafından bakılırlar. - When parents get old in Japan, they are customarily looked after by their children.

after
{s} sonra gelen

Fırtınadan sonra gelen sakinlik. - The calm that comes after the storm.

after
(bağlaç) dikten sonra
after
(sıfat) sonraki, izleyen, sonra gelen
after
(zarf) sonra, daha sonra, ardından, arkasından
Английский Язык - Английский Язык
after
next; later in time; subsequent; succeeding; as, an after period of life

    Расстановка переносов

    next; lat·er in time; subsequent; succeeding; as, an af·ter pe·ri·od of life

    Произношение

Избранное