I asked him where he was going.
- Ona nereye gittiğini sordum.
Where are they going to right now?
- Şimdi nereye gidiyorlar?
There are roads and freeways wherever you go in America.
- Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.
He radiates happiness around wherever he goes.
- O nereye giderse etrafında mutluluk yayar.
What place do you want to go to?
- Nereye gitmek istersin?
How far do I have to go?
- Nereye kadar gitmek zorundayız?
How far are you willing to take this?
- Bunu nereye kadar götürmeye isteklisin?
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
What part of Be patient don't you understand?
- Sabırlı olun'un neresini anlamıyorsun?
What part of Australia are you from?
- Avustralya'nın neresindensin?
I take my camera with me wherever I go.
- Her nereye gitsem kameramı yanımda götürürüm.
Wherever she goes, she is well liked.
- Her nereye gitse, oldukça sevilir.