Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
Dan lied about his whereabouts.
- Dan nerede olduğu hakkında yalan söyledi.
Can you account for your whereabouts on the night of the murder?
- Cinayet gecesi nerede olduğunu açıklayabilir misin?
Tom may eat wherever he wants to.
- Tom nerede isterse yiyebilir.
Come out, come out, wherever you are!
- Dışarı çık, dışarı çık, neredeysen!
We shall have the ability to respond rapidly and decisively to terrorism directed against us wherever it occurs.
- Biz nerede olursa olsun bize yöneltilen teröre hızlı ve kararlı bir şekilde cevap yeteneğine sahip olacağız.
I can take a nap wherever.
- Nerede olursa bir şekerleme yapabilirim.
Where is the railroad station?
- Demiryolu istasyonu nerede?
Where do you want to sit?
- Nerede oturmak istiyorsun?
What part of Australia are you from?
- Avustralya'nın neresindensin?
What part of Be patient don't you understand?
- Sabırlı olun'un neresini anlamıyorsun?
Wherever you say, Tom.
- Her nerede söylersen, Tom.