Tom'un tam Boston'un dışında bir sürü arsaya sahip.
- Tom owns a lot of land just outside of Boston.
Güney Fransa'da dağın yamacında emeklilik evi yapmayı planladığım küçük bir arsa aldım.
- I bought a small lot on the hillside in Southern France where I plan to build a retirement home.
Ailesini çok endişelendirdi.
- He caused his parents a lot of anxiety.
O okulunu çok seviyor.
- She likes her school a lot.
Senin bir sürü kitabın var.
- You have a lot of books.
Dün Japonya'da bir sürü bina deprem dolayısıyla yıkıldı.
- A lot of buildings collapsed in Japan due to the earthquake yesterday.