Ordu komşu ülkeye baskınlar yaptı.
- The army made inroads into the neighboring country.
O ülke, komşu ülkelerle olan diplomatik ilişkileri kesti.
- That country broke off diplomatic relations with the neighboring countries.
Komşumla ilginç bir muhabbet ettim.
- I had an interesting conversation with my neighbor.
Japonya ve Güney Kore komşudur.
- Japan and South Korea are neighbors.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I just want to be a good neighbor.
Sadece iyi bir komşu olmak istiyorum.
- I only want to be a good neighbor.
O bizim bitişik komşumuz.
- He is our next door neighbor.
Tom Mary'ye bitişik komşuya gitmesini ve komşunun yardıma ihtiyacı olup olmadığını anlamasını söyledi.
- Tom told Mary to go next door and see if the neighbors needed any help.