Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Fred went so far as to say that he had hated me.
- Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
This is why I hate him.
- Ondan nefret etmemin nedeni bu.
Tom says that he detests war.
- Tom savaştan nefret ettiğini söylüyor.
Tom and Mary were disgusted with each other.
- Tom ve Mary birbirinden nefret etmişti.
Tom thought Mary knew how much he hated opera.
- Tom Mary'nin operadan ne kadar nefret ettiğini bildiğini düşündü.
Fred went so far as to say that he had hated me.
- Fred benden nefret ettiğini söyleyecek kadar uzağa gitti.
Hypocrisy is my abhorrence.
- İkiyüzlülük benim nefret ettiğim şeydir.