It doesn't seem strange, but for some reason it feels strange...
- Garip görünmüyor ama nedense garip hissettiriyor.
For some reason, she's really furious with me.
- Nedense, o bana gerçekten kızgın.
Somehow I have taken a fancy to that girl.
- Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
You look different somehow.
- Her nedense farklı görünüyorsun.
An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
- Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
The primary cause of his failure is laziness.
- Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
There is no reason why he should resign.
- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
I am not going, because, among other reasons, I don't have money.
- Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.
Why are there no taxis at the station today?
- Neden bugün istasyonda taksi yok?
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Mars is red because of rusty iron in the ground.
- Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.
Adultery was a ground for divorce.
- Zina bir boşanma nedeniydi.
The motive for the murder is not yet known.
- Cinayetin nedeni henüz bilinmiyor.
I don't know the motives for Marlon's behaviour.
- Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
For some reason I don't like Tom.
- Her nedense Tom'dan hoşlanmıyorum.
He looks blue for some reason.
- O her nedense mavi görünüyor.
It may give rise to serious trouble.
- O, ciddi bir soruna neden olabilir.
This political problem gave rise to hot discussions.
- Bu politik problem sıcak tartışmalara neden oldu.
Why do you always have to get so personal when we have an argument?
- Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
Why on earth did you sell your newly-built house?
- Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?
I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
- Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
What's the point of us being here?
- Burada olmamızın nedeni ne?
Why do I have to do this? What's the point?
- Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?
Why do school grades matter?
- Neden okul notları önemli?
Why does it matter so much to you?
- Neden senin için bu kadar önemli?
Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
She was somehow incensed against me.
- Her nedense bana karşı öfkeliydi.
Somehow I have taken a fancy to that girl.
- Her nedense o kızdan hoşlanmaya başladım.
Why don't we share a room?
- Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Why haven't you cleaned your room?
- Neden odanı temizlemedin?
Correlation doesn't imply causation.
- Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.
Correlation doesn't equal causation.
- Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.