Four metres of this material cost nine francs; therefore, two metres cost four and a half francs.
- Bu malzemenin dört metresi dokuz franka mal oluyor; Bu nedenle, iki metresi dört buçuk frank mal olur.
Every rare thing is expensive, besides a cheap horse is rare, therefore a cheap horse is expensive.
- Her nadir şey pahalıdır, ayrıca ucuz bir at enderdir, bu nedenle ucuz at pahalıdır.
The primary cause of his failure is laziness.
- Onun başarısızlığının ana nedeni tembelliktir.
An earthquake, 8.9 on the Richter scale, hits Japan and causes a massive tsunami.
- Richter ölçeğine göre 8.9 büyüklüğünde bir deprem Japonya'yı vurdu ve ağır bir tsunamiye neden oldu.
For this reason, I cannot go with you.
- Bu nedenle, seninle gidemem.
For this reason, no one can blame Tom.
- Bu nedenle, Tom'u hiç kimse suçlayamaz.
There is no reason why he should resign.
- Onun istifa etmesi için bir neden yok.
For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be.
- Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.
Why did you come to Japan?
- Neden Japonya'ya geldin?
Why are there no taxis at the station today?
- Neden bugün istasyonda taksi yok?
Many women pursue higher education and careers, thus delaying marriage and childbirth.
- Birçok kadın yüksek öğretime ve kariyere devam ediyor, bu nedenle evlilik ve doğum gecikiyor.
Thus fought the Okinawan people.
- Bu nedenle Okinava insanları savaştı.
Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people.
- Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.
Adultery was a ground for divorce.
- Zina bir boşanma nedeniydi.
Mars is red because of rusty iron in the ground.
- Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.
That's why I didn't tell you.
- Bu nedenle sana söylemedim.
He is honest. That's why I like him.
- O dürüst. Bu nedenle onu beğenirim.
Jealousy was the motive for the murder.
- Cinayetin nedeni kıskançlıktı.
I don't know the motives for Marlon's behaviour.
- Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
Why did you turn down his request for a pay rise?
- Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?
Thoughtless speech may give rise to great mischief.
- Düşüncesiz konuşma büyük zarara neden olabilir.
I want a wife and children, and so I need a house.
- Bir eş ve çocuk istiyorum ve bu nedenle bana bir ev lazım.
We want to re-tile our terrace and therefore removed the tiles with a power hammer yesterday.
- Terasımızı yeniden döşemek istiyoruz ve bu nedenle dün bir çekiçle fayansları çıkardık.
Everything is transient and therefore sorrowful.
- Her şey geçicidir ve bu nedenle üzücüdür.
Cassava is a drought-tolerant crop and consequently a major staple food for millions of people.
- Manyok kuraklığa dayanıklı bir ekindir ve bu nedenle milyonlarca insan için önemli bir temel gıdadır.
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
Why do you always have to get so personal when we have an argument?
- Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?
Why on earth did you sell your newly-built house?
- Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?
I'm just a simple factory worker. Why do you bother me?
- Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?
Why do I have to do this? What's the point?
- Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?
What's the point of us being here?
- Burada olmamızın nedeni ne?
Why do school grades matter?
- Neden okul notları önemli?
Why does it matter so much to you?
- Neden senin için bu kadar önemli?
Do you know why spring rolls are called spring rolls?
- İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?
That being the case, he had little to say.
- Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.
Why haven't you cleaned your room?
- Neden odanı temizlemedin?
Why don't we share a room?
- Neden bir odayı paylaşmıyoruz?
Correlation doesn't equal causation.
- Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.
Correlation doesn't imply causation.
- Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.