nedeni

listen to the pronunciation of nedeni
Турецкий язык - Английский Язык
why
the reason why
neden
cause

The accident has caused many deaths. - Kaza çok fazla ölüme neden oldu.

Marriage is the main cause of all divorces. - Bütün boşanmalarının temel nedeni evliliktir.

neden
reason

For one reason or another, their holiday in France wasn't as good as they expected it would be. - Şu ya da bu nedenle, onların Fransa'daki tatili onların olmasını umdukları kadar iyi değildi.

I am not going, because, among other reasons, I don't have money. - Gitmiyorum.çünkü,diğer nedenler arasında,param yok.

neden
why

Why did you come to Japan? - Neden Japonya'ya geldin?

There is no reason why he should resign. - Onun istifa etmesi için bir neden yok.

nedeni anlaşılamayan
unaccountable
nedeni anlaşılmaz
inexplicable
nedeni bilinmeyen
unknown
nedeni ne?
Why?
nedeni anlaşılamazlık
inexplicableness
nedeni bilinmeyen hastalıkla ilgili
idiopathic
nedeni bu
that's what it is
nedeni bu
that's what it was
nedeni olan
causal
nedeni olmak
lie behind
nedeni olmayan
noncausal
nedeni var
not for nothing
neden
{i} ground

Adultery was a ground for divorce. - Zina bir boşanma nedeniydi.

Mars is red because of rusty iron in the ground. - Mars, zemindeki paslı demir nedeniyle kırmızıdır.

önermenin nedeni olarak göstermek
premise
neden
what for?
neden
motive

Nobody seemed to have a motive for the murder. - Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.

Jealousy was the motive for the murder. - Cinayetin nedeni kıskançlıktı.

neden
wherefrom
neden
causatively
neden
{i} rise

Does depreciation of the yen give rise to inflation? - Yenin değer kaybetmesi enflasyona neden olur mu?

Why did you turn down his request for a pay rise? - Onun ücret artışı ile ilgili ricasını neden geri çevirdin?

bunun nedeni
the reason is that
felaket nedeni
undoing
neden
grounds
neden
matter for
neden
argument

Why do you always have to get so personal when we have an argument? - Bir anlaşmazlığımız olduğunda, neden her zaman bu kadar şahsi algılıyorsun?

neden
y (why)
neden
why on earth

Why on earth did you sell your newly-built house? - Allah aşkına neden yeni yapılmış evini sattın?

neden
score
neden
factor

I'm just a simple factory worker. Why do you bother me? - Ben sadece basit bir fabrika işçisiyim. Neden beni rahatsız ediyorsunuz?

neden
incentive
neden
matter of
neden
(Kanun) instance
neden
whyever
neden
motivation
tercih nedeni
preferred
neden
point

Love your enemies, for they point out your mistakes. - Senin hatalarını belirttikleri nedeniyle düşmanlarını sev.

Why do I have to do this? What's the point? - Neden bunu yapmak zorundayım? Anlamı ne?

neden
matter

Why don't we let Tom handle this matter? After all, he's the expert, right? - Neden Tom'un bu mesele ile ilgilenmesine izin vermiyoruz? Nede olsa, o uzman, değil mi?

Why does it matter so much to you? - Neden senin için bu kadar önemli?

neden
spring

Do you know why spring rolls are called spring rolls? - İngilizcede sigara böreğine neden bahar sarması dendiğini biliyor musun?

neden
whys
neden
the reason
neden
to cause
neden
the cause
neden
the cause of
neden
{i} case

That being the case, he had little to say. - Bu nedenle, onun söyleyecek çok az şeyi vardı.

gecikme nedeni
hold up
hasar nedeni
(Ticaret) cause of damage
hidrojen nedeni ile çatlama
(Havacılık) hydrogen induced cracking
iade nedeni
(Ticaret) cause of return
ithamın temel nedeni
gravamen
itiraz nedeni
objection
iyi bir nedeni olan
well founded
iyi bir nedeni olan
well grounded
kaza nedeni
(Ticaret) accident cause
neden
cause, reason; why, what for
neden
cause; reason
neden
forwhy
neden
room

It was very stuffy in that room with all the windows closed. - Bütün pencerelerin kapalı olması nedeniyle o oda çok havasızdı.

Although the life of Chinese people is getting better and better now, there is still room for improvement. - Çin halkının yaşamı şimdi gittikçe iyileşmesine rağmen, gelişme için hâlâ bir neden vardır.

neden
(Hukuk) reason, ground
neden
Why?/What for?/For what reason?/For what reason ...?/Why ...?
neden
inducement
neden
whence
neden
occasion
neden
wherefore
neden
seeds
neden
wherefores
neden
what for
neden
causation

Correlation doesn't equal causation. - Korelasyon nedenselliğe eşit değildir.

Correlation doesn't imply causation. - Korelasyon nedensellik anlamına gelmez.

savaş nedeni
act of war
savaş nedeni
(Hukuk) casus belli
teniste yeniden servis atma nedeni
let
varoluş nedeni
raison d'etre
yıkılış nedeni
ruination
ölüm nedeni
cause of death
özel bir nedeni yok
for no particular reason
şikâyet nedeni
cause for complaint
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение nedeni в Турецкий язык Турецкий язык словарь

neden
Bir varlığı veya olayı etkileyen, oluşturan, doğuran şey, sebep, illet
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep
neden
Bir olayı veya durumu gerektiren veya doğuran başka olay veya durum, sebep: "İzmir'in işgali faciası, özel nedenlerden, onu ayrıca ilgilendiriyor."- A. İlhan
neden
Bir olayı doğuran başka bir olayı sormak için kullanılır; niçin: "Biz şarklılar neden ille her şeyi büyütüp efsaneleştiririz?"- H. Taner
varlık nedeni
bakınız: varlık sebebi
nedeni
Избранное