near; not far from; determining approximately time, size, quantity

listen to the pronunciation of near; not far from; determining approximately time, size, quantity
Английский Язык - Турецкий язык

Определение near; not far from; determining approximately time, size, quantity в Английский Язык Турецкий язык словарь

about
takriben

Takriben senin yaşındayız. - We are about your age.

O, takriben benimle aynı yaştadır. - She's about the same age as I am.

about
hemen hemen

Kız kardeşimle hemen hemen aynı yaşta gösterdiğimi söylerler. - People say I look about the same age as my sister.

İnsanlara Lise yıllarında en çok pişman olduğunuz şey nedir? diye sorduğumda, hemen hemen hepsi aynı şeyi söylerler: Zamanımızın çoğunu boşa harcadık. - When I ask people what they regret most about high school, they nearly all say the same thing: that they wasted so much time.

about
hakkında

Çeşitli şeyler hakkında konuştuk. - We talked about various things.

Diğerleri hakkında kötü şeyler söyleme. - Don't say bad things about others.

about
aşağı yukarı

Bu sandalyeyi onartmak aşağı yukarı ne tutar? - About how much would it cost to have this chair repaired?

Tom istediği bir şeyi almak için aşağı yukarı yeterince zengin. - Tom is rich enough to buy just about anything he wants.

about
{e} konusunda

O fiyat değişikliği konusunda bir uyarı koydu. - He put up a notice about the change in price.

Bir sürü insan faturalarını ödeme konusunda endişeleniyor. - Many people worry about paying their bills.

about
{e} etrafında

Güneşin Samanyolu etrafında tam bir tur atması yaklaşık 230 milyon yıl alır. - It takes the Sun about 230 million years to make one complete orbit around the Milky Way.

Çocuklarını etrafında topladı. - She gathered her children about her.

about
üzerine

Bir parça kağıdın üzerine, yanınızda oturan kişi hakkında hoşlandığınız bir şey yazın lütfen. - Please write, on a piece of paper, something you like about the person sitting next to you.

Tom, Vikingler'in dünya tarihine etkileri üzerine beş dakikalık bir sunum yaptı. - Tom gave a five-minute presentation about the influence of the Vikings on world history.

about
buralarda

Buralarda anahtarımı kaybettim. - I lost my key about here.

Buralarda manzara çok güzeldir. - The scenery about here is very beautiful.

about
şuraya buraya
about
tahminen
about
emir Geriye don I about to come gelmek üzere beat about the bush bin dereden su getirmek
about
ötesinde berisinde
about
çevresine
about
etrafına

Tom ayağa kalktı ve etrafına baktı. - Tom stood up and looked about.

Tom ve arkadaşları ateşin etrafına oturdular, iyi eski günlerden bahsettiler. - Tom and his friends sat around the fire, talking about the good old days.

about
ile meşgul
about
her yerinde
about
havalisinde
about
için About facel
about
edat dair
Английский Язык - Английский Язык
about
near; not far from; determining approximately time, size, quantity

    Расстановка переносов

    near; not far from; de·ter·min·ing ap·prox·i·mate·ly time, size, quan·ti·ty

    Произношение

Избранное