He came home in high spirits.
- O, neşeyle eve geldi.
Jim drove his car, whistling merrily.
- Jim neşeyle ıslık çalarak arabasını sürdü.
The birds in the cage are singing merrily.
- Kafesteki kuşlar neşeyle şarkı söylüyor.
She greeted him cheerfully as she always did.
- O, her zaman yaptığı gibi neşeyle onu selamladı.
The birds twitter cheerfully.
- Kuşlar neşeyle cıvıldarlar.
It is easier to sympathize with sorrow than to sympathize with joy.
- Üzüntüyü paylaşmak neşeyi paylaşmaktan daha kolaydır.
She was young, pure, joyful and naive.
- O, genç, saf, neşeli ve toydu.
Cheer up! I'm sure we'll be saved.
- Neşelen! Bizi kurtaracaklarından eminim.
He is always cheerful and smiling.
- O her zaman neşeli ve güler yüzlüdür.
The child captivates everyone with his sunny smile.
- Çocuk neşeli gülüşüyle herkesi cezbediyor.
He amused us with a funny story.
- O, komik bir hikaye ile bizi neşelendirdi.
We'd better humor Tom.
- Tom'u neşelendirsek iyi olur.
He came home in high spirits.
- O, neşeyle eve geldi.
The defeat didn't dampen his spirits.
- Yenilgi, onun neşesini kaçırmadı.