Tom wants to cheer Mary up.
- Tom Mary'yi neşelendirmek istiyor.
Stop trying to cheer me up.
- Beni neşelendirmeye çalışmaktan vazgeç.
Tom found the experience exhilarating.
- Tom deneyimi neşelendirici buldu.
Tom took an exhilarating walk round the lake.
- Tom gölün etrafında neşelendirici bir yürüyüş yaptı.