Stop trying to cheer me up.
- Beni neşelendirmeye çalışmaktan vazgeç.
I was sad, but Tom cheered me up.
- Üzgündüm ama Tom beni neşelendirdi.
Tom took an exhilarating walk round the lake.
- Tom gölün etrafında neşelendirici bir yürüyüş yaptı.
Tom found the experience exhilarating.
- Tom deneyimi neşelendirici buldu.