Hello, John! How are you?
- Merhaba, John! Nasılsınız?
How are you two doing?
- Siz ikiniz nasılsınız?
How do you do, Mrs. Jones?
- Nasılsınız, Bayan Jones?
Could you explain how the dishwasher works?
- Bulaşık makinasının nasıl çalıştığını anlatabilir misin?
How can you contribute to our organisation?
- Örgütümüze nasıl katkıda bulunabilirsiniz?
I like to take things apart to see what makes them tick.
- Nasıl çalıştığını anlamak için ayrı şeyler almayı isterim.
It is not what you read but how you read it that counts.
- Önemli olan ne okuduğun değil onu nasıl okuduğundur.
However we go, we must get there by seven.
- Nasıl gidersek gidelim, yediye kadar oraya varmalıyız.
What I most noticed about my Japanese high school, however, was the great respect shown by students toward their teachers.
- Her nasılsa, Japon lisem hakkında en fazla fark ettiğim şey öğrenciler tarafından öğretmenlerine gösterilen büyük saygıydı.
Few students know how to read Latin.
- Latince'nin nasıl okunacağını çok az öğrenci bilir.
She knows how to make candy.
- Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
Pardon me, how do I get to Downing Street from here?
- Afedersiniz ,Downing sokağına burdan nasıl ulaşırım?