Onlardan bir ileti aldım.
- I got a message from them.
Ondan bir iletim var.
- I have a message from him.
Herkes haberi biliyor.
- Everybody knows the news.
Kızın hakkındaki öykü, haberlerdeydi.
- The story about the girl was in the news.
Geri döndüğünde mesajı ona ver.
- Give him the message when he comes back.
Mesajınız alınmıştır.
- Your message has been received.
Hoop, mesajı yanlış haber grubuna gönderdim.
- Oops, I posted the message to the wrong newsgroup.
Bugün geçmişten bir haber aldım.
- I received a message from the past today.
Tom hakkında havadisim var.
- I have news about Tom.
Senin bütün havadislerini duymak istiyorum.
- I want to hear all your news.
Tom bir gazeteci olmak için kararını verdi.
- Tom made up his mind to become a newspaperman.
Gazeteciye göre, bu, hayatı zaman harcamaya değer yapar.
- According to the newspaperman, it makes life worthwhile, doesn't it?
When the body is touched, receptors in the skin send messages to the brain causing the release of chemicals such as endorphins.
- Wenn der Körper berührt wird, schicken Rezeptoren in der Haut Nachrichten zum Gehirn und verursachen die Ausschüttung von chemischen Stoffen wie Endorphinen.
Read the message once more.
- Lies die Nachricht noch einmal.