Barack Obama is aiming for an international ban on nuclear weapons, but is not against them in all wars.
- Barack Obama, nükleer silahlarla ilgili uluslararası bir yasaklamayı hedefliyor, fakat tüm savaşlarda onlara karşı değil.
The crisis led to the 1968 Nuclear Non-Proliferation Treaty.
- Kriz 1968 Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına yol açtı.
Mankind will succeed in using nuclear energy peacefully.
- İnsanlık nükleer enerjiyi barışçıl biçimde kullanarak başarılı olacaktır.
Tom has devoted his life to the movement against nuclear energy.
- Tom nükleer enerjiye karşı hareket için hayatını adadı.
We are living in the age of nuclear power.
- Nükleer güç çağında yaşıyoruz.
Nuclear power is stymied by the new laws.
- Nükleer güç yeni yasalar tarafından engellenmektedir.
He held forth for more than an hour on the evils of nuclear power.
- O, nükleer enerjini kötülükleri üzerine bir saatten daha fazla nutuk çekti.
Nuclear power plants rely upon the fission of uranium to generate heat.
- Nükleer enerji santralleri, ısı üretmek için uranyum fizyonuna dayanır.