It was quite spectacular.
- O oldukça muhteşemdi.
Mt. Fuji looks spectacular at sunset.
- Fuji Dağı gün batımında muhteşem görünüyor.
Baudelaire's poetry is magnificent.
- Baudelaire'in şiirleri muhteşemdir.
You've done a magnificent job.
- Muhteşem bir iş yaptın.
You did a splendid job.
- Muhteşem bir iş yaptın.
She was wearing a splendid outfit.
- Muhteşem bir kıyafet giyiyordu.
She's really gorgeous.
- O gerçekten muhteşem.
The gorgeous cake made my mouth water.
- Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.
You have superb English.
- Muhteşem İngilizcen var.
Tom explained the situation superbly.
- Tom durumu muhteşem şekilde açıkladı.
It is a stupendous project.
- Bu muhteşem bir proje.
Maternal love is the greatest thing.
- Anne sevgisi en muhteşem şeydir.
I think this tie will go great with that shirt.
- Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.
Tom explained the situation superbly.
- Tom durumu muhteşem şekilde açıkladı.
This is certainly a glorious day.
- Gerçekten muhteşem bir gün.
We had a glorious time.
- Biz muhteşem bir zaman geçirdik.
Some Whites seek more imperial solutions.
- Bazı Beyazlar daha muhteşem çözümler aramaktadır.
Baudelaire's poetry is magnificent.
- Baudelaire'in şiirleri muhteşemdir.
You've done a magnificent job.
- Muhteşem bir iş yaptın.