muhteşem

listen to the pronunciation of muhteşem
Турецкий язык - Английский Язык
magnificent

Baudelaire's poetry is magnificent. - Baudelaire'in şiirleri muhteşemdir.

The Altamira cave is famous for its magnificent Paleolithic paintings. - Altamira Mağarası muhteşem Paleolitik resimleriyle ünlüdür.

splendid

The player made a splendid comeback. - Oyuncu muhteşem bir dönüş yaptı.

That's a splendid idea. - Bu muhteşem bir fikir.

spectacular

Mt. Fuji looks spectacular at sunset. - Fuji Dağı gün batımında muhteşem görünüyor.

I want to show you a spectacular view. - Sana muhteşem bir manzara göstermek istiyorum.

gorgeous

The gorgeous cake made my mouth water. - Muhteşem kek ağzımı sulandırdı.

He's drop-dead gorgeous. - O göz alıcı muhteşem.

noble
superb

You have superb English. - Muhteşem İngilizcen var.

This is a superb idea. - Bu muhteşem bir fikir.

stupendous

It is a stupendous project. - Bu muhteşem bir proje.

glorious

We had a glorious time. - Biz muhteşem bir zaman geçirdik.

We had a glorious time at the seaside. - Biz deniz kenarında muhteşem bir zaman geçirdik.

(isim) Splendid, magnificient
magnifical
august
Olympian
imperial

Some Whites seek more imperial solutions. - Bazı Beyazlar daha muhteşem çözümler aramaktadır.

solemn
majestic
lordly
grand
magnificent, splendid, grand; imposing
stately
royal
corking
regal
resplendent
magnificent, splendid, majestic, grand, great, glorious
slashing
magnific

You've done a magnificent job. - Muhteşem bir iş yaptın.

The Altamira cave is famous for its magnificent Paleolithic paintings. - Altamira Mağarası muhteşem Paleolitik resimleriyle ünlüdür.

sublime
spellbinding
great

I think this tie will go great with that shirt. - Bu kravatın o gömlekle muhteşem uyacağını düşünüyorum.

Tom had a really great time. - Tom gerçekten muhteşem zaman geçirdi.

pompous
powerful
sumptuous
grandiose
proud
kingly
superbly

Tom explained the situation superbly. - Tom durumu muhteşem şekilde açıkladı.

a gorgeous
palmy
bright
refulgent
costly
palatial
muhteşem şey
imperial
büyük ve muhteşem yapı
pile
Турецкий язык - Турецкий язык
(Osmanlı Dönemi) Etraflı ve taraftarlarının çokluğu ile büyük
(Osmanlı Dönemi) Büyük, debdebeli, tantanalı
(Osmanlı Dönemi) ihtişamlı, gösterişli, göz alıcı
Görkemli, gösterişli, büyük ve göz alıcı
Büyük
Görkemli: "Ne büyümüş, ne koca göbekli muhteşem bir mahluk olmuştu."- S. F. Abasıyanık
muhteşem
Избранное