He was sent abroad as a correspondent.
- Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.
The correspondent filed a report from Moscow.
- Muhabir Moskova'dan bir rapor gönderdi.
Reporter: Can you give me an example?
- Muhabir: Bana bir örnek verebilir misin?
Reporter: Did you buy her a kitten?
- Muhabir: Ona bir kedi yavrusu aldınız mı?