I am a poor correspondent.
- Ben kötü bir muhabirim.
He was sent abroad as a correspondent.
- Bir muhabir olarak yurt dışına gönderildi.
You are doing well for a cub reporter.
- Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.
His wife screened him from reporters.
- Karısı onu muhabirlerden sakladı.