Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
- Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
Hayır, onun bir güdüsü yok.
- No, he doesn't have a motive.
Hiç kimsenin cinayet için bir nedeni var gibi görünmüyordu.
- Nobody seemed to have a motive for the murder.
Marlon'un davranışının nedenlerini bilmiyorum.
- I don't know the motives for Marlon's behaviour.
Dedektifler cinayet için farklı sebepler düşündüler.
- Detectives considered different motives for the murder.
Tom'un bazen diğer insanların güdülerini ve isteklerini anlama sorunu var.
- Tom sometimes has trouble understanding other people's motives and desires.
In the motive parts of animals may be discovered mutuall proportions; not only in those of Quadrupeds, but in the thigh-bone, legge, foot-bone, and claws of Birds.
No-one could understand why she had hidden the shovel; her motives were obscure at best.
If you listen carefully, you can hear the flutes mimicking the cello motive.