Adam hareketsiz yatıyordu.
- The man lay motionless.
Gezegenimiz, Dünya, her zaman hareket halindedir.
- Our planet, Earth, is always in motion.
Önerge açık oylamayla kabul edildi.
- The motion was carried by a show of hands.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Onun oturması için ona işaret ettim.
- I motioned for her to sit down.
Kenara çekilmem için polis bana işaret etti.
- The patrolman motioned me to pull over.
Tom sınıfta bir parti olması için teklifte bulundu.
- Tom made a motion that the class should have a party.
He motioned for me to come closer.
The motion to amend is now open for discussion.