Mary başıyla hafif bir hareket yaptı.
- Mary made a slight motion with her head.
Gezegenimiz, Dünya, her zaman hareket halindedir.
- Our planet, Earth, is always in motion.
Meclis üyesi bir miktar tartışmalı önerge sundu.
- The councilor tabled a number of controversial motions.
Önerge için 215 oy vardı.
- There were 215 votes for the motion and 15 votes against it.
Tom Mary'nin girmesi için el ile işaret etti.
- Tom motioned for Mary to enter.
Ona sigara içmemesini elle işaret ettim.
- I motioned to her not to smoke.
Tom sınıfta bir parti olması için teklifte bulundu.
- Tom made a motion that the class should have a party.
He motioned for me to come closer.
The motion to amend is now open for discussion.