Çeşitli şeyler hakkında konuştuk.
- We talked about various things.
Ben çeşitli zorluklar gördüm.
- I have seen various difficulties.
O ofisteki birçok insanı taklit ediyordu.
- She was mimicking the various people in our office.
Acıya katlanmanın birçok yolu var.
- There are various ways of enduring the pain.
Değişik bilgiler topladı.
- He collected various information.
Biz değişik başlıklarda konuştuk.
- We talked about various topics.
Tom daha önce Mary'yi John'la birlikte birden fazla ortamda görmüştü ve sonunda onların birbirlerini gördüklerini anladı.
- Tom had seen Mary with John on more than one occasion before and finally figured out that they were seeing each other.
Tom şu ana kadar birden fazla iş teklifi aldı.
- Tom certainly has had more than one job offer by now.
Ayrıca çeşitli konular hakkında konuşmakla çok fazla zaman kaybedeceğiz.
- Besides, we will lose too much time to talk about the various topics.
Diplomatlara çeşitli ayrıcalıklar tanınır.
- Diplomats are allowed various privileges.
You have broken various of the rules.