Onun için bir şekilde suçlu olmak zorundasın.
- You have to be somewhat to blame for that.
Etrafta hiç kimse yokken, gece bir şekilde korkutucu oluyor.
- When there are no men around, the night is somewhat spooky.
Haberi duyduğunda biraz hayal kırıklığına uğradı.
- He was somewhat disappointed to hear the news.
Çamaşır makinesi biraz bozuk.
- The washing machine is somewhat out of order.
Bu konuda yapılan araştırma oldukça şüpheli.
- Research in this area is somewhat equivocal.
Bu sabah hava bir parça soğuk geliyor.
- The air feels somewhat cold this morning.
Bu, birazcık bağımsız olduklarını ispatlamaya çalıştıkları içindir.
- This is because they are trying to prove they are somewhat independent.