Belki bana geri döneceksin?
- Maybe you'll come back to me?
Belki bu dünya başka bir gezegenin cehennemi.
- Maybe this world is another planet's Hell.
Belki öğleden sonra yağmur yağacak.
- Perhaps it will rain in the afternoon.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Belki onlar mutlu olabilirler.
- Maybe they can be happy.
Belki bir ressam olabilirim.
- Maybe I should become a painter.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Tom muhtemelen uyuyor.
- Perhaps Tom is sleeping.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?