Belki de bir anlaşma yapabiliriz.
- Maybe we can make a deal.
Belki bana geri döneceksin?
- Maybe you'll come back to me?
Yarın belki yağmur yağacak.
- It will rain perhaps tomorrow.
Belki iki saat boyunca ders çalıştım.
- I studied for perhaps two hours.
Belki bir ressam olabilirim.
- Maybe I should become a painter.
Sanıyorum, belki de Tom ve ben arkadaş olabiliriz.
- I think that maybe Tom and I could be friends.
Ona kim söyledi? Sen değil, muhtemelen?
- Who told him? Not you, perhaps?
Muhtemelen sadece bir tesadüftür.
- Perhaps it's just a coincidence.
Bir ihtimal bunu benim için çevirir misin?
- Could you perhaps translate that for me?