China is working to modernize its weapons program.
- Çin, silah programını modernleştirmek için çalışıyor.
It's expensive to modernize a city.
- Bir şehri modernleştirmek pahalıdır.
When I was young, the hippest thing a kid could own was a transistor radio.
- Ben gençken, bir çocuğun sahip olabileceği en modern şey, bir transistör radyoydu.
The new concert hall is a tall, modern, structure.
- Yeni konser salonu, yüksek, modern bir yapıdır.
Çağdaş Yunanca, Fransızcadan birçok kelime ödünç aldı.
- Modern Greek borrowed many words from French.
Birçok Avrupalı çağdaş Japonya'yı bilmiyor.
- Many Europeans do not know modern Japan.