Disco went out of style in the 1980s, but is now in fashion again.
Long hair is out of fashion now.
- Uzun saç şimdi moda değil.
Next year, hats will become fashionable.
- Önümüzdeki yıl şapkalar moda olacak.
Have moustaches suddenly become trendy?
- Bıyıklar birden moda oldu mu?
She wants to look cute and trendy.
- O, şirin ve modaya uygun görünmek istiyor.
She follows all the latest trends in fashion.
- O modadaki bütün en son trendleri izler.
Have moustaches suddenly become trendy?
- Bıyıklar birden moda oldu mu?
Since when do you care what's in style?
- Neyin modaya uygun olduğunu ne zamandan beri önemsiyorsun?
Viking helmets with horns aren't in style in Scandinavia anymore.
- Boynuzlu Viking kaskları İskandinavya'da artık modaya uygun değil.
I'm a little old fashioned, you know.
- Bilirsin, ben biraz eski modayımdır.
I'm not old fashioned.
- Ben eski moda değilim.
Terms like sexism are now in vogue.
- Cinsiyetçilik gibi terimler şimdi moda.
It's kind of in vogue, but the price is too much!
- Bu biraz modaya uygun ama fiyat çok fazla.
I can't keep up with these changes in fashion.
- Modadaki bu değişimlere ayak uyduramıyorum.
Long dresses have come in fashion this year.
- Uzun elbiseler bu yıl moda oldu.
Usually before a concert there is an announcement asking the audience to either turn off their phones or switch them to manner mode.
- Genellikle bir konser öncesinde seyirciden ya telefonlarını kapatmalarını ya da sessiz moda geçmelerini isteyen bir duyuru vardır.
Tom switched his phone to manner mode before he walked into Mary's office.
- Tom Mary'nin ofisine girmeden önce telefonunu sessiz moda aldı.
They live in the fashion world.
- Moda dünyasında yaşıyorlar.
Our store sells a wide range of fashionable clothes.
- Mağazamız, geniş bir skalada modaya uygun elbise satmaktadır.
That kind of dress has become quite fashionable.
- Bu tür elbise oldukça moda oldu.